İçindekiler
DİN, BİREY VE TOPLUM
DİN:
- Allah tarafından konulmuş bir kanundur.
- İnsanlara, yaratılış gayesini ve varoluş hikmetini bildirir.
- Yüce Rablerine karşı ne şekilde ibâdette bulunacaklarını öğretir.
- İyi ve faydalı şeyler yapmaya sevkeder, zararlı işlerden de alıkoyar.
– İnsan, varlıklar dünyasında yaşar.
– Görünen dünyayı duyu organları vasıtasıyla ve geliştirdiği araçlarla inceler.
– İnsan aklı sadece görünen dünyayı değil, duyular ötesi âlemi de merak eder ve bu âleme ilişkin sorular sorar.
– Göklerdeki mükemmel yaratılışı, dünya üzerindeki eşsiz güzelliği, evrendeki sonsuz düzeni fark eden insan sorgulamaya devam eder.
- İnsan aklının kendi kendine sorup durduğu, “Ben kimim, nereden gelip, nereye gidiyorum?” suâllerinin tatmîn edici yegâne cevap kaynağıdır.
- Akıl sahibi bireyleri kendi özgür iradeleriyle iyiye ve doğruya yönelten ve onların mutluluğunu amaçlayan ilahî kurallar bütünüdür.
- İmkânların tükendiği, ümidlerin söndüğü yerde başlayan imkân yolu ve ümid ışığı, ilâçların dindiremediği acıların ilâcı, yıkık gönüllerin sığınağıdır.
- Adâlet, iyilik, fedakârlık, doğruluk, fazilet gibi duyguların hayat menbaı, insan vicdanındaki inanma ihtiyacının tam karşılığıdır.
DİNİN ANA KONULARI;
İnanç esasları, ibadetler, ahlak ilkeleri ve toplumsal ilişkilerdir.
DİN VE BİREY
Din inancı, insanla beraber doğmuştur. Çünkü insanlık tarihinin hiçbir döneminde din duygusundan mahrum bir millete rastlanamamaktadır.
Nerede insan varsa, orada bir nevi îman, ibâdet ve din duygusu görülmüştür.
Bundan anlaşılıyor ki, din, insanlığın yaratılışından getirdiği fıtrî ve zarurî ihtiyacıdır.
İnsanoğlu vâr oldukça, din de vârolacaktır.
İnsanın biyolojik ihtiyaçları nasıl doğuştan geliyorsa manevi ihtiyaçları da doğuştandır.
Bu nedenle insandaki inanma ihtiyacı da fıtrîdir.
İnsanda her zaman yüce ve güçlü bir varlığa güvenme, ona sığınma ve ondan yardım isteme eğilimi vardır.
“Hakka yönelen bir kimse olarak yüzünü dine çevir. Allah’ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata sımsıkı tutun. Allah’ın yaratmasında hiçbir değiştirme yoktur. İşte bu dosdoğru dindir. Fakat insanların çoğu bilmezler.” (Rûm, 30.)
“Dünyaya gelen her insan fıtrat üzere (tek olan Allah’a inanma eğiliminde) doğar…”. (Buhârî )
İslam dini bunu her alanda ve hayatın her aşamasında tevhid vurgusuyla öne çıkarır.
İslam’da Allah’ın varlığına ve birliğine inanılması istenirken O’na hiçbir şeyi ortak koşmamak ve yalnızca O’na kulluk edip ancak O’ndan yardım dilemek emredilir.
Din bireyin yaşamına anlam katar.
İnancı sayesinde insan neye, nasıl ve ne kadar değer vereceğini bilir.
Din, ahiret inancıyla insanın ölümsüzlük isteğine de cevap vererek ölümün bir son olmadığını ve ölüm sonrasında hayatın devam edeceğini haber verir.
İnsan günlük hayatında pek çok olumsuzluklarla karşılaşır.
Allah ve ahiret inancı, bütün bu olumsuzluklara karşı insana dayanma gücü verir.
İnsan dünya ve ahiret mutluluğunu din sayesinde elde eder.
Din, akrabalar ve komşularla iyi ilişkiler kurmayı önerir.
DİN VE TOPLUM:
Din, birey yanında toplumları da iyiye ve güzele yöneltmek üzere hükümler ortaya koyar.
Adalet, yardımlaşma, dayanışma, akraba ve komşularla iyi ilişkiler içinde olmak gibi tavsiyeleriyle toplumu iyiye ve güzele yöneltir.
Dinî değerler etrafında birleşerek yardımlaşan toplumlar yaşadıkları sosyal, ekonomik ve siyasi sorunları daha rahat bir şekilde çözebilir.
“Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde selim akıl sahipleri için elbette ibretler vardır.”
(Âl-i İmrân , 190.)
“Yeri sizin için yerleşim alanı, göğü de bir bina kılan, size şekil verip de şeklinizi güzel yapan ve sizi temiz besinlerle rızıklandıran Allah’tır. İşte Allah sizin Rabbinizdir. Âlemlerin Rabbi Allah, yücelerden yücedir.” (Mü’min, 64 )
“İnsanlar tek bir ümmetti. Allah, müjdeciler ve uyarıcılar olarak peygamberler gönderdi ve beraberlerinde, insanların anlaşmazlığa düştükleri şeyler konusunda, aralarında hüküm vermek üzere kitapları hak olarak indirdi. Kendilerine apaçık ayetler geldikten sonra o konuda ancak kitap verilenler, aralarındaki kıskançlık yüzünden anlaşmazlığa düştüler. Bunun üzerine Allah iman edenleri, kendi izniyle, onların hakkında ayrılığa düştükleri gerçeğe iletti. Allah, dilediğini doğru yola iletir.” (Bakara, 213.)
DİN; BİREY VE TOPLUM’A NE GİBİ KATKI SAĞLAR?
İnsanın bireysel ve toplumsal hayatını kendi yararına olacak şekilde düzenler.
Dua, namaz, oruç, hac gibi ibadetlerle yaşadığı dinî tecrübeler insandaki güvenme duygusunu pekiştirir.
Bir varlığa sığınma ve bağlanma ihtiyacını giderir.
Zekât, sadaka gibi sosyal ve iktisadi yönü öne çıkan ibadetler ise insanlara, birbirlerine karşı hak ve görevlerini hatırlatarak daha mutlu bir sosyal çevrenin oluşmasını sağlar.
Toplumun birlik ve beraberlik içinde huzurlu bir yaşam sürdürmelerine katkı sağlar.
DİN, BİREY VE TOPLUM
Bizleri İBRAHİM HOCA DİKAB olarak YouTube den takip edebilirsiniz.
DKAB ÖĞRETMENLERİNE ÖZEL FACEBOOK GRUBUMUZA KATILIN